ÖzGüR GüNeŞ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ÖĞRENCİLER SENDİKALAŞIYOR

Aşağa gitmek

ÖĞRENCİLER SENDİKALAŞIYOR Empty ÖĞRENCİLER SENDİKALAŞIYOR

Mesaj  meso Ptsi Ara. 03, 2007 1:04 am

Neden Öğrenci Sendikası?

Üniversitelerin, liselerin giderek daha fazla özelleştirmeci, piyasacı neoliberal politikaların etkisi altına girdiği bir dönemdeyiz. Eğitimin bir bütün olarak ticaret alanı haline geldiği bu süreçte, katkı payları, harçlar, yurt ve kredi gibi sorunlar bizler ve ailelerimiz için daha fazla içinden çıkılmaz hale geliyor. Sermayeye nitelikli işgücü taşıma amacıyla oluşturulan yeni eğitim müfredatıyla yeniden organize edilen meslek liseleri, yüksek okullar ve fakülteler, geleceğin işçisi ve kamu emekçisi olacak bizleri, daha öğrencilik yıllarımızda emek-sermaye çelişkisinin acımasız kollarına itiyor.



En genel tanımıyla bireyin toplum tarafından şekillendirilmesi olarak tanımlanan eğitim, IMF güdümlü uygulamalarla paralı hale getiriliyor, dolayısıyla en temel toplumsal ihtiyaçalardan biri olan parasız eğitim hakkımız gasp ediliyor. Eğitimin paralı hale getirilmesi birçoklarımız için eğitim almayı zorlaştırırken, gittikçe bilgiyi de alınıp satılabilir bir meta haline getiriyor. Bu bir yandan bilgi üzerindeki tekeli geliştirirken diğer yandan geniş kesimler için bilgi yoksunluğu ve fakirliğini derinleştiriyor. Bu yüzden herkes ancak parası kadar eğitim alabiliyor. Parası olanla olmayan için iki ayrı biçim ve içerikte eğitim veriliyor.



Birçoğumuz, yetersiz krediler ve yurtlar, yüksek harçlar, kayıt paraları, belge paraları, kırtasiye masrafları vs.. yüzünden eğitimimize ayırmamız gereken emek zamanı eğitim giderlerimizi karşılamak için ayrımak zorunda bırakılıyoruz. Giderek daha fazla arkadaşımız ucuz iş gücü olarak piyasada çalışmak zorunda kalıyor. Şimdide yeni icat olan "burs karşılığı çalışma" programlarıyla (çok düşük ücretlerle, genellikle sigortasız ve güvencesiz) bizzat okul yönetimleri tarafından sömürülüyoruz. Piyasa bizleri ucuz iş gücü olarak emiyor, işçi ücretlerini düşük tutmanın, kuralsız çalışmanın bir aracı olarak kullanıyor.






Eni sonu eğitim hayatımız bittiğinde bizi bekleyense büyük bir çoğunluğumuz için işsizlik oluyor. Üniversite diploması hem bizler hem alilelerimiz için yoksulluktan kurtuluş ve iş garantisi olarak görülüyordu. Kriz kuşaklarıyla birlikte daralan istihdam olanakları, artan nüfus ve ard arda gelen özelleştirme dalgaları ile birlikte bizler daha eğitim sürecimizde "işsizler" yada "çalışan yoksullar" ordusunun birer bireyi haline getiriliyoruz. Birçoğumuz ücretli köle olarak çalışmaya razı hale geldi.



İşsizlik riskinden kurtulmak için bir dil biliyorsak iki dil; iki bilgisayar programı biliyorsak 5 bilgisayar programı, diplomamızın yanına sertifikalar koymak zorunda bırakılıyoruz. Tabi bunların herbiri için ayrıca yığınla para ödüyoruz.



Müşteri-işçi ikilimine sıkıştırılan bizler, piyasalaşan üniversitelerde, ortak dayanışma deneyiminden uzak, bireyselliğin ve rekabetin kutsandığı bir eğitimin içinde haklarımızı aramaktan yoksun, sendikal bilinçten, ortak çıkarlarımız için mücadele perspektifinden mahrum bir biçimde, bizlere sunulana itaat eden ve itaat etmeye zorlanan bir konumdayız.



Üniversiteler Sermayeye Teslim

Üniversiteler piyasa dinamiklerinin güdümünde, sadece egemen sınıfların çıkarınca şekillenen bir yapılanma ve üretim içerisinde. Bu dolayımda, pazara uyum sağlaması gerektiği için kendileri birir pazara dönüşüyor. Bunun için yıllar yılı barınma, ulaşım, beslenme, sağlık olanakları daraltıldı ve parça parça özelleştirildi. İnsanından malzemesine, binasından donanımına herşeyiyle satılık veya kiralık hale getirildi. Teknokentler, KOSGEB birimleri aracılığıyla bilimle birlikte üniversitenin tüm imkan ve olanakları, insan malzemesi dahil tekellere peşkeş çekilmeye başlandı. Sermaye üniversitelerin her alanına nüfuz ederken, emeğin üniversitede fikri olarak esamesi okunmuyor. Sermayenin üniversiteleri yerine parasız, demokratik ve bilimsel üniversitenin hayata geçmesi için, bizlerin ve hocalarımızın ortak bir zemin yaratması gerekiyor.



Liseler Çetelerin ve Şiddetin Girdabında

Liselerde, ÖSS sınav sisteminin yarattığı tahribatın etkisi altındayız. Eğitim sistaminin içi boşalırken, özel dershanecilik eğitim sisteminin üniversiteye geçişte biricik adresi olarak sunuluyor. Çetelerin, uyuşturucunun girdabına çekiliyoruz. Meslek liseleri staj vb. bahanelerle ucuz emek sömürüsünün alanları haline getiriliyor. Sınav sisteminin yarattığı devasa sorunlar, geleceğimizi karanlığa sürüklüyor.



Örgütsüzlük Tek Seçenek Olarak Sunuluyor

12 Eylül 1980 askeri darbesi örgütsüz, sesini çıkarmayan, bencil ve piyasayı kutsayan bir gençlik yetiştirmek istedi. Gençliğin her türlü örgütlenme çabası engellemelerle karşılaştı. Gençlik kendi sorunlarından uzaklaştığı gibi, ortak deneyimlerden, birarada iş yapma pratiklerinden de uzaklaştırıldı. Kendi sorunlarına bile sahip çıkmayı beceremeyen bir kuşak meydana getirilmeye çalışıldı. Öğrencilere sadece okul yönetimlerinin istediği çerçevede göstermelik haklar verildi. Bu gün artık kendi sorunlarımızın neler olduğunu yaşayarak görüyoruz. Bu sorunlar karşısında ortak bir karşı duruş sergilemek artık kendini bir zorunluluk olarak dayatıyor.



Asla Yalnız Olmayacağız!

Sendikalar, birlik, dayanışma ve mücadele örgütleridir. Yeni liberal saldırıların ve piyasa dinamiklerinin altında ekonomik ve sosyal olarak giderek güçsüzleşen bizler için sendika bir başka umuda hizmet etmektedir. Ortak çıkarlarımız için ortak taleplerle mücadelemizi örgütleme iddiasındaki bizlerin, bireyselleşmenin alabildiğine yaygınlaştığı ve geçer yol olarak sunulduğu bir dönemde, bir araya gelmemiz, ortak bir pratiği, dayanışmayı, mücadeleyi ve örgütlülüğü öğrenmemiz az birşey değildir. ARTIK HİÇBİRİMİZ ASLA YALNIZ KALMAYACAĞIZ!



Sorunlarımıza Hepbirlikte Sahip Çıkacağımız Bir Yapı…

Hepimizin sıkça karşılaştığı sorunları çözme konusunda, başvuracağımız, sorunlarımızı paylaşabileceğimiz, birlikte çözüm yolları üretebileceğimiz bir yapımız yok. Kendi ellerimizle inşa edeceğimiz sendikamız ile sorunlarımızı çözmek için bir adrese sahip olacağız. Sıkıntılarımızı paylaşacağız ve o sıkıntıları çözme iddiasında olan bir örgütümüz olacak. Artık liselerde ve üniversitelerde bizlerin birlik ve dayanışması için sendikalarımız olacak. Geleceğin işçileri-emekçileri olan bizler daha öğrencilik yıllarımızda sendikayla tanışacağız.



DİSK’in İlkesel Kararları

DİSK 28-30 Temmuz 2000 tarihindeki 11. Genel Kurul’da, "Gençlik Ve Sendikal Hareket" üzerine alınan kararda, tüm gençliğe yönelik yürütülecek faaliyetlerin yanı sıra, öğrenci gençliğin örgütlenmesi için bir "Öğrenci Sendikası" kurma çalışması başlatılması hedefi somut biçimde ifade edilmişti. Bu bağlamda ilkesel olarak;

- DİSK’e göre "Öğrenci Sendikası"nın faaliyetlerinin yürütülmesinde yasallık kadar fiili ve meşru mücadele zemini de önemlidir.

-DİSK’in öğrenci sendikasına herhangi bir çerçeve dayatması söz konusu değildir.

-DİSK, "Öğrenci Sendikası"nı sadece bir sendika olarak görmekte, diğer siyasal-demokratik örgütlenme biçimlerinin bir alternatifi olarak kavramamaktadır.

-DİSK’in mücadele deneyimi "Öğrenci Sendikası"nın kuruluşunda önemli bir zemin olacaktır.

-DİSK elindeki alt yapının "Öğrenci Sendikası" için kolaylaştırıcı bir rol oynayacağının bilincindedir.



Sendika Nedir? Neden Bir Sendika?

"İşçilerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular bakımından çıkarlarını korumak ve daha da geliştirmek için aralarında kurdukları birlik" şeklinde yapılabilecek sendika tanımı "Öğrenci Sendikası"nında çerçevesini vermektedir.



Bir kısmımız çalışma yaşamının dışında iken bir kısmımız ise sürekli çalışma, kısmi zamanlı çalışma gibi yollarla çalışma yaşamında yer almakta. Ancak "öğrenci senidaksı"nın kuruluşu sadece bu dinamikler üzerinden tanımlanmamalı.



Neoliberal politikalar paralelinde yeniden şekillendirilen eğitim-öğretim sistemi "öğrenci sendikası"nın kuruluşunu zorunlu hale getirirken, işlevselliğini de olanaklı kılmaktadır. Gittikçe piyasalaşan okullarımızda Satıcı(okul) – müşteri(öğrenci) ilişkisinin yaygınlaştırılmaya çalışılması, eğitim-öğretim’in yapısının ve kadrosunun kimliğinin piyasa ilişkileri çerçevesinde belirlenmesi hedefi bizlerin ortak çıkar ve hak arayışında sendika tarzı örgütlenmeyi olanaklı kılmaktadır.



Önümüzdeki Zorluklar

Sendikamızın gelişim sürecinde önemli tartışma noktalarından biri karşımıza çıkacak zorluklar olacaktır. Demokrasi kültürünün gelişmediği, 12 Eylül hukukunun hala sürdüğü, geniş kitlelerin örgütlenmeye sıcak bakmadığı bir dönemde, dersliklere bu bilinci taşımanın bir aracı olan Öğrenci Sendikasının çeşitli biçimlerde engellenmeye çalışılacağı bir gerçekliktir. Ancak bilinmelidir ki öğrenci sendikası yasal bir zemin üzerinden örgütlenmektedir. Türkiyenin altına imza attığı uluslar arası sözleşmeler ve Anayasa’nın 90. maddesi öğrencilere sendika kurma hakkı tanımaktadır. Buna rağmen öğrenci sendikasının temel şiarı fiili meşru mücadele olacaktır. Bizler, tüm zorluk ve engellemelere rağmen, kendi hak ve çıkarlarımız için okul yönetimleriyle, YÖK’le ve hükümetle toplu pazarlık yapma hakkını kullanacağız. Öğrenci Sendikasının kurulmasıyla ile artık YÖK’ün ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın bizlerle ilgili kararları tek taraflı olarak belirleme dönemleri son bulacaktır. Bu çerçevede sendikamızın örgütlenmesi, örgütlenme özgürlüğümüzün önüne çıkarılacak engellere karşı fiili mücadele perspektifi ile yürütülecektir.



Önümüzdeki Olanaklar

Bizler yıllardır örgütlenme noktasında seçeneksiz olarak bırakıldık. Eğitim-öğretim sistemindeki sorunların had safhaya ulaştığı, öğrenciler için asgari olanakları bile yakalamanın neredeyse olanaksız hale geldiği bir dönemde bu ihtiyaç kendini dayatmaktadır. Ancak sorunları somut bir biçimde tanımlayan ve gerçekçi çözüm önerileri getiren, geleceğe dair stratejik bir ufku ve mücadele anlayışı olan bir sendikanın, kitleselliğini arttırabilmesi ve haklarını alabilmesi mümkündür. Örgütlenme zaafları, mücadele pratiği içerisinden gelişen yapısıyla, hareketi esas alan fiili mücadelesi ve bunun sonucu olarak büyüyen ve kurumsallaşan yapısıyla alt edilecektir. Bu hareketin içerisinden sağlanan bir süreklilik ve kurumsal yapısıyla sendikamız kalıcı bir yapıya dönüşecektir.



DİSK’in Rolü

DİSK, öğrenci sendikası açısından bir kuruluş zemini yaratmaktadır. DİSK bünyesinde kurulacak "Öğrenci Sendikası", öğrencilerin sorunlarını aşma noktasında, çaba ve mücadelesinin toplumsal meşruiyet sorununu aşabilmesi açısından kritik bir role sahip olacaktır. Ancak; öğrenci sendikasının ete kemiğe bürünmesi, bizlerin kendi sorunlarımız etrafında sendikamıza sahip çıkmamız ile mümkün olacaktır. Bu çerçevede öğrenci sendikası ancak kendi eylemi ve hareketi üzerinde yükselecektir. DİSK’in kurucu rolü; sendikamız en geniş öğrenci kitlesinin kendi hareketi ve eylemi ile oluşacak taban örgütleri ve taban temsiliyetine dayalı dinamik bir hareket sağlandıktan sonra , aşağıdan yukarıya oluşturulacak örgütlenme formu yakalanınca tamamen sona erecektir. Sendikanın demokratik merkezi oluştuktan sonra DİSK ile Öğrenci Sendikası arasındaki ilişki, diğer konfederasyon üyesi sendikalar ile DİSK arasındaki ilişkiye benzer bir biçimde olacaktır.



Nasıl Bir Sendika?

Öğrenci Sendikası;

*Demokratik,

*Mücadeleci,

*Dayanışmacı,

*Eşitlikçi,

*Özgürlükçü,

*Öğrencilerin dinanizmini esas alan,

*Bürokratlaşmaya karşı güçlü refleksleri bulunan,

*En geniş öğrenci kitlesini kucaklamaya çalışan,

*Öğrencilerin ortak çıkarları için mücadeleyi esas alan,

*Öğrenci mücadelesini işçi sınıfının mücadelesinin bir parçası olarak gören,

*Ülke sorunlarını yakından izleyip müdehale eden,

*Yüzü dünyaya dönük

*Meşruiyet sorununu vazgeçilmez ilke sayan,

bir sendika olma iddiasındadır.



Sorunlarımız

Öğrenci sendikası şu temel sorunlar etrafında hareket etme kararlılığındadır:

1- Üniversiteye giriş – Öğrenci Seçme Sınavı

2- Özelleştirme

3- Sosyal-kültürel olanakların yetersizliği

4- Burslar

5- Barınma sorunu

6- Beslenme sorunu

7- Ulaşım sorunu

8- Akademik kadronun yetersizliği

9- Uyum sorunu

10- Harçlar

11- Kampüslerdeki teknik eksiklikler - Bina-donanım eksiklikleri

12- Emek ve vergi soygunu

13- Mediko-sosyal yetersizliği

14- Güvenlik birimleri – Polis/Jandarma – Sivil polis işgali

15- Soruşturmalar, disiplin cezaları, kimlik kontrolleri

16- Üniversitenin para karşılığı verdiği hizmetler

17- Bir bütün olarak lise ve üniversite öğrencilerinin emek sömürüsü

18- Notlama sistemleri

19- Diplomalı İşsizlik

20- Öğrencilerin haklarını bilmemesi

21- Liselerde şiddet ve yozlaşma

22- Meslek liselerinde emek sömürüsü

23- Teknokentler ve KOSGEB birimleri aracılığıyla bilimin ve bilim emekçilerinin köleleşmesi.

24- İnsanlık için değil piyasa için bilim anlayışı



Sonuç:

Eğitim alanındaki giderek artan sorunların aşılabilmesi için bizlerin kendi öz kimliklerimizle çıkıp sürece müdehale etmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Haklarımızın kazanılmasında, çıkarlarımızın savunulmasında, ancak ortak hareket ederek kazanımlar elde edilebilir. Eğitim sistemi toplumsal çıkarlar çerçevesinde yeniden yapılandırılmalıdır. Öğrencilerin, eğitim sisteminde yer alan bütün kadroların olduğu kadar, tüm toplumunda böylesi bir dinanizme ihtiyacı bulunmaktadır. Bu çerçevede;



*Yeni-liberal eğitim politikalarının sonuçları bugün kendisini daha yakıcı olarak göstermektedir. Öğrenci gençlik geçtiğimiz yıl barınma, ulaşım, beslenme, sağlık, diplomalı işsizlik (özelliklede yetkin mühendislik ve sözleşmeli öğretmenlik) vb’ne karşı tepkisini somut eylemlikleriyle ortaya koydu. Kurulacak olan öğrenci sendikası, bizlerin ve ailelerimizin en yakıcı olan sorunlarından olan paralı eğitime ve diplomalı işsizliğe karşı mücadeleyi esas alacaktır.



*Bugün kendini üniversite öğrencileriyle sınırlamayıp tüm öğrenci gençliğin birleşik mücadelesini örgütleyen, yani eğitimin her kademesindeki öğrencileri kapsayan bir öğrenci sendikasına ihtiyaç vardır. Dolayısıyla öğrenci sendikası, derinleşen sınıfsal ayrışmaya karşı, öğrencilerin her kesim ve parçasını birleştiren, çalışmaları aynı potaya akıtan ve birleşik bir karşı çıkışı örgütleyen bir zemini esas almaktadır. Bu anlamıyla sendika liselerin, üniversitelerin ve eğitimle ilgili diğer alanların mücadelesi için öğrencilerin ortak zeminini oluşturacaktır.



*Öğrenci sendikasının örgütlenme sürecinde en geniş kitle bileşimine dayanan; tabandan, demokratik katılımın sağlanması esas alınacaktır.



*Sendikamız, etkin ve hak alıcı bir kitle mücadelesi içerisinden, fiili ve meşru bir mücadele zemininde yaratılacaktır.

Hiç şüphe yok ki, DİSK tarafından başlatılan bu umutlu örgütlenme projesi, ancak gerçek sahibi ÖĞRENCİLERİN elinde yükselecektir. Zaman, "karanlığa küfretmek yerine bir mum yakma" zamanıdır.



Yolumuz açık olsun!
meso
meso
Alıştı bir kere :)
Alıştı bir kere :)

Mesaj Sayısı : 584
Yaş : 36
Kayıt tarihi : 06/10/07

http://ozgurgunes.forunotion.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz