ÖzGüR GüNeŞ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kalkınma Yalanı ...TÜRKİYE’DE KAPİTALİZMİN GELİŞİM

Aşağa gitmek

Kalkınma Yalanı ...TÜRKİYE’DE KAPİTALİZMİN GELİŞİM Empty Kalkınma Yalanı ...TÜRKİYE’DE KAPİTALİZMİN GELİŞİM

Mesaj  meso Salı Kas. 06, 2007 3:32 pm

Genellikle Türkiye’de yayınlanan “sol” dergi yada diğer yayınlarda “1” ile başlayan ve devamı bir nedenle gelmeyen birçok yazıyı görmek mümkündür. Bu durumu istisnai olarak adlandırmak pek mümkün olmasa da kural olduğunu da iddia etmemek lazım. Ben birkaç sayı önce bu konudaki yazıma “1” deyip, devamını bazı sağlık sorunlarıyla getirememiş olmanın rahatlığıyla “2.” yazıyorum.
Sanırım burada kısa da olsa bir hatırlatmaya gerek var: yazının ilk kısmında Türkiye’de yaşanan kapitalistleşme sürecini anlamaya dönük temel sorun alanları üzerinde durmuştum. Bu çerçevede Türkiye'nin yaşadığı kapitalist birikim sürecine ilişkin değerlendirmelerde bu sürecin "dönemlendirilmesi" temel bir hareket noktasını oluşturmaktadır. Kapitalist birikim sürecini anlamak ve yorumlamak üzere yapılan dönemlendirmelere ilişkin sorunlu bir alan Osmanlı'dan T.C 'ye geçişe dair nitelendirmelerde ortaya çıkmakta ve izleyen sürecin değerlendirilmesinde de devam etmektedir. Söz konusu geçişe dair değerlendirmeler, gerek süreci tanımlamak üzere başvurulan kavramların bağlam dışı kullanımı, gerekse bu kavramlar aracılığıyla içinde bulunulan durumun meşruiyetini sağlamaya dönük kaygılar nedeniyle açıklayıcı olmaktan ziyade anlamayı zorlaştıran bir niteliğe sahiptir. Bu sakıncayı ortadan kaldırmak bir taraftan hem kullanılan kavramları net bir biçimde tanımlamakla diğer taraftan meşruiyet sağlamaya dönük kaygıları açık hale getirmekle mümkün olacaktır. Bu çaba, sermaye birikiminin ilerleyen safhalarına dair yapılacak değerlendirmelerin isabeti açısından da önemlidir, çünkü sürecin başlangıcına dair yapılan tespit ve/veya değerlendirmelerin tanımladığı çerçeve ileriye dönük önemli bir etkiye sahip olmaktadır.

Türkiye ya da benzeri ülkelerin kapitalistleşme süreçlerine ilişkin tespit ya da değerlendirmelerde “kalkınma” kavramı, süreci ve sürecin amacını açıklamak için kullanılan, yaygın olarak kabul gören bir nitelik ve pozisyona sahiptir. Kalkınma kavramının esas olarak kapitalist gelişme sürecinin meşrulaştırılmasına hizmet eden bu tarz kullanımı sürece içkin olan eşitsizlik, çatışma ve gerilimleri örterek bir “ortak iyi” ye işaret etmesi anlamında asli işlevini açık hale getirmektedir. Dolayısıyla kapitalistleşme sürecinin yapısal işleyiş ve özelliklerini açık hale getirecek bir kavramlaştırmaya ihtiyaç vardır. “Sermaye birikimi” bu çalışmada söz konusu işlevi yerine getirecek kavram olarak kabul edilmiş ve kapitalistleşme süreci, sermaye birikimi aksında değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede öncelikle sermaye birikimi kavramının kapsam ve niteliğinin açık hale getirilmesi gerekmektedir.

Sermaye, kapitalizme ilişkin bir kategoridir ve toplumsal bir ilişkiye işaret eder. “Para”nın bir toplumda insanlar arası ilişkide bir araç olmanın ötesinde üretimle doğrudan ilişkilenmesi “sermaye” kavramında ifadesini bulmaktadır. Kapitalist toplumsal ilişkilerin tanımladığı bu niteliksel farklılaşma ve dönüşümle sermaye kategorisi toplumsal bir süreç olan üretim ve üretimden türeyen tüm diğer toplumsal ilişkilerin referansını oluşturmaktadır. Bu anlamda sermaye, öncelikle toplumsal bir ilişkidir.

Kapitalizmin asli motifi olan sürekli ve daha fazla kar etme gerçeğiyle beraber düşünüldüğünde, sermaye birikiminin mümkün en yüksek kar’ın gerçekleşmesinin koşullarını içermesi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Gerekli koşulların ifade bulduğu toplumsallığı tanımlayan ise, mevcut konjonktürde geçerli olan mülkiyet ilişkilerinin ifade bulduğu, sınıf içi ve sınıflar arası çatışma, gerilim ve mutabakatların şekillendirdiği hukuk, siyaset ve bağlı olarak öne çıkan ideolojik söylem alanlarıdır. Dolayısıyla teknik anlamda sermayenin toplam döngüsü, söz konusu alanlarla karşılıklı etkileşime bağlı olarak kapitalist birikimin genel çerçevesi içinde anlam kazanmakta ve mümkün olmaktadır. Bu çerçevede sınıflar ve/veya sınıf temsiliyetleri arasındaki çatışma ve mutabakatlarla biçimlenen kurum ve ilişkiler, birikim sürecinin taşıyıcıları olarak işlev görmektedir. Sermaye birikiminin sürekliliği ve bütünselliği perspektifinden bakıldığında, bu sürecin taşıyıcı kategorileri olan sınıflar, toplumsal nitelikleriyle söz konusu süreklilik ve bütünselliğin tanımlayıcı unsurları olarak bir var oluşa sahipken, bu kategorilerin aktörleri; kişiler, siyasal partiler vb. gibi, süreç içinde farklılaşıp, değişmektedir. Dolayısıyla sürece dair bir analiz yaparken önemli olan, sürekliliği izlemek, bu sürekliliğin taşıyıcısı ve konjonktüre bağlı olarak sürecin yönlendiricisi sınıfların ya da sınıf temsiliyeti işlevini yerine getiren kesimlerin objektif çıkarlarının nerede ve neler olduğunu göz önüne almaktır. Diğer bir deyişle, süreklilik arz eden özellikler ve eğilimlerle, konjonktürel olarak farklılaşan açığa çıkma biçimlerinin eşanlı değerlendirilmesi kritik bir öneme sahiptir. Böyle bir değerlendirme, sürekliliklerin ve farklılıkların mutlaklaştırılmasını engelleyerek, sürecin bütünsel işleyişini izleyebilmenin olanaklarını sağlayacaktır.
meso
meso
Alıştı bir kere :)
Alıştı bir kere :)

Mesaj Sayısı : 584
Yaş : 36
Kayıt tarihi : 06/10/07

http://ozgurgunes.forunotion.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz