II.Uluslararası İşçi Filmleri Festivali Antakyalılarla Buluş

Dünyanın dört bir tarafından ezilenlerin ve emekçilerin direniş öykülerini konu alan festival Antakya Kültür Merkezinde 1 Kasım akşamı açılış galasıyla start aldı.

HALKEVLERİ-HAMOK(Hatay meslek odaları koordinasyonu)-KESK/ SES-DİSK/SİNE SEN-KESK/TÜM BEL SEN ve DİSK/ GENEL İŞ’in düzenlediği festivalin açılışında yönetmen Ömer Uğur, oyuncu Tuncer Kurtiz,oyuncu Necmettin Çobanoğlu,yazar-yönetmen Metin Yeğin, Halkevleri genel başkanı Abdullah Aydın, TTB MYK üyesi Ali Çerkezoğlu, Uluslar arası İşçi Filmleri Festivali Türkiye Düzenleme Komite üyesi Ekrem Gültekin ve belde başkanları yer aldı.


Yaklaşık 400 kişinin katıldığı açılış programı Düzenleme Komitesi adına Ali Doran’ın konuşmasıyla başladı. Doran yaptığı konuşmada amaçlarının ezilenlerin ve emekçilerin yaşadıkları sorunları görsel olarak anlatmak olduğunu, dünya genelinde uygulanan neo liberal politikalar sonucunda yaşanan tahribatları sinema diliyle aktarmak olduğunu söyledi. Dünyanın dört bir tarafında işçiler tarafından yazılan direniş öykülerini sinema diline çevirmenin,görsel bir paylaşım olanağı yaratmanın önemine değinen Doran amaçlarının sadece göstermek ve paylaşmak olmadığını, bunların yanında “yapmak” da olduğunu söyledi.

Açılış konuşmasının ardından sahneye davet edilen Halkevleri Genel Başkanı Abdullah Aydın,işçi filmleri festivalinin Halkevleri Emek Çalışmaları Merkezinden nasıl doğduğunu ve her yıl nasıl büyüdüğünü anlattı. Antakya’da festival komitesinin kapsayıcılığının tüm Türkiye’ye örnek bir model oluşturması gerektiğini söyleyen Aydın sözü yazar-yönetmen Metin Yeğin’e bıraktı. Festival gösteriminin programında yer alan Barikatçılar filminin yönetmenliğini yapan Yeğin Latin Amerika’da yaşanan Neo-Liberal politikaların yarattığı yıkımları anlattı “Latin Amerika’da ,bırakın solu hiçbir sağcının bile savunmadığı neo liberal politikalar bugün ülkemizde uygulanmak isteniyor” diyerek yaşanan yıkımın diğer ülkelerde gösterilmesi için çaba sarf ettiğini söyledi.

Konuşmaların ardından bir yılı aşkın barınma mücadelesi veren Ankara/dikmen halkının mücadelesini konu alan belgesel gösterildi.

Belgesel gösteriminin ardından yapılan kokteylde Antakyalılar festivale katılan konuklarla sohbet etme olanağı buldu.

Festival gösterimlerin yanı sıra söyleşilerde düzenlendi.

Festivalin ikinci gününde Halkevleri Genel Başkanı Abdullah Aydın yapımcı-yönetmen Ezel Akay ve yönetmen Ömer Uğur’un katılımıyla “işçi filmleri festivali” söyleşisi gerçekleşti. Halkın hakları var diyerek söze başlayan Abdullah Aydın açılış filmi olarak gösterilen Dikmen Vadisi halkının gösterdiği direnişten söz etti. Ezel Akay ve Ömer Uğur ise set emekçilerinin yaşadıkları sorunlardan bahsederek sendikalaşmanın önemine değindi.

Son olarak konuşmacılar işçi filmleri festivalinin dünya çapında işçi sınıfının yaşadığı deneyimlerin paylaşılmasında önemli bir yer tuttuğunu,yürütülen çalışmaların herkes tarafından sahiplenerek büyütülmesi gerektiğini vurguladı.

Ezel Akay’ın yönetmenliğini yaptığı “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?” filminin gösterildiği festivalin ikinci gününe yaklaşık 600 kişi katılım sağladı.



Festivalin üçüncü gününde işçiler vardı.

Güvenceli gelecek insanca yaşam için mücadele veren Telekom işçileri grevlerinin 19. günüde festival gösterimine katıldı.Yaklaşık 70 işçiyle gelen Haber İş Antakya şube başkanı verilen mücadelenin kamuoyuyla paylaşılmasının önemli bir ayağı olan sinemada toplumsal gerçekliğe çok yer verilmediğini,festivalin hayatın gerçek damarlarını açığa çıkarttığını belirterek işçilerle beraber gösterimlere katıldı.

Özgür ,Demokratik,Eşitlikçi Türkiye Mitingi’nin yapıldığı sırada süren yaklaşık 1000 kişinin izlediği gösterimler yönetmenliğini Ömer Uğur’un yaptığı Eve Dönüş filmiyle sona erdi.


Festivalin dördüncü ve son gününde kardeşlik teması ağırlıktaydı.

“Diyet” , “At” “Barikatçılar” “Umuda Yolculuk” ve “Beynelmilel” filmlerinin gösterildiği festivalin son gününde oyuncu Nur Sürer ve Necmettin Çobanoğlu da izleyenler arasındaydı.

Umuda Yolculuk filminin gösteriminden sonra sahneye çıkan Nur Sürer ve Necmettin Çobanoğlu izleyenler tarafından alkışlarla karşılandı.

Antakya’nın kültürel mozaikliğine değinen Nur Sürer bugünlerde kardeşleşmenin önüne set çekmeye çalışanlara karşı dikkatli olmamız gerektiğini söyledi. Hiçbir gücün “kardeşime karşı bayrak sallamaya beni zorlayamaz” diyerek oynanmak istenen oyunu bozmaya çağıran Sürer, Antakya’da yaşayan farklı kültür, dil ve dinden olan halkların kardeşleşme için mücadele etmesi gerektiğini söyledi.Son günlerde yaşanan ırkçı ve milliyetçi gösterilerin 12 Eylül günlerini hatırlattığını söyleyen Sürer,darbe sonrası yaşanan toplumsal travmalara dikkat çekti. 12 Eylül darbesinin yıkımının halen yaşandığını, yaşanan yıkımdan en fazla nasibini alanlarında gençler olduğunu söyleyen Sürer son olarak film setlerinde yaşadıkları sorunlardan bahsetti.

Necmettin Çobanoğlu “Umuda Yolculuk” filminin yaşanan gerçek bir yaşam öyküsü olduğunu söyleyerek resmi ideolojiyle her zaman karşı karşıya geldiklerini belirtti. Bir çok ödülü almasına rağmen gösterimini yapamadıkları filmin sadece “Umuda Yolculukla” sınırlı olmadığını,son olarak Süryanice dilinin kullanıldığı bir film çalışmalarının kürtçeyi özendirdiği söylenerek yasaklandığını belirtti.

İşçi Filmleri Festivali Antakya gösterimini düzenleyen bileşenler konuk olarak katılan oyuncularla beraber izleyicilerin karşısına çıkarak üçüncü film festivalinin Antakya’da yapılmasını isteyip istemediklerini sordu. İzleyicilerin alkışlarıyla “olur” alan komite üçüncü film festivalinde buluşmak üzere dört günlük toplam 3000 izleyicinin katıldığı festivali sonlandırdı.