ÖzGüR GüNeŞ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AMA DAĞLARDA ÇOCUKLAR ÖLÜYOR...

Aşağa gitmek

AMA DAĞLARDA ÇOCUKLAR ÖLÜYOR... Empty AMA DAĞLARDA ÇOCUKLAR ÖLÜYOR...

Mesaj  meso Paz Kas. 18, 2007 12:48 am

‘‘Önce insan’’ yerine ‘‘önce vatan’’ söylemi, ülkenin soylu! tarihinde, kaç çocuğun canına mal oldu bilinmez, lakin bu sayının hiç de az olmadığı biliniyor. Gelişmişliği veya gelişmemişliği bir kenara bırakarak, tüm soyutluklardan sıyrılarak, korkuları, kaygıları, acıları, mutlulukları düşünmeden, sadece yarım yüzyıllık tarihimize baktığımızda bile yaşanan bunca ölümün nedenlerini ‘‘insan’’ kılığına girerek düşünmek neden bu kadar zor geliyor? Anlayamıyorum…
Acının rengi, dili, sınıfı yoktur diyordu ‘‘insan’’ olan… Kutsallaştırılmış ve putlaştırılmış yığınca ‘‘vatan fedaisi’’, oynanan kirli oyunda, küstahça sırıtıyor bilmem kaç yıldır. Nice güzel yaşamın; örneğin sevgilinin dudaklarına dokunamamış, örneğin babadan yediği tokatın öfkesini duyamamış binlerce Türk, binlerce Kürt gencinin, vuruşma noktasını belirleyenler, yine bilmem kaç yıldır aynı kürsülerden ceplerini doldurma; saltanatlarını torunlarına devretme pahasına yarasa görevi görmeye devam ediyorlar…
Acının tutanakçısı değilim, ama şu ömrümde gördüğüm acıların bendeki resmi, acıyı tanımlamama yardımcı oluyor…
Benden topladıkları vergiyle zevki sefa içinde yaşayıp, bindikleri lüks otomobillerinden ‘‘acı’’ tanımlamamı yerlerde süründüren demeçler verenler, Denizli’nin herhangi bir köyündeki mazlum ananın, Urfa’daki herhangi esmer yüzlü bir babanın, Çorum’da elleri kınalı bir genç kızın yerine girip, onlar adına düşünebiliyor ve onların acısını iştahla pazarlayabiliyorsa, nasıl ses çıkarmayız bu duruma? Ben dayanamıyorum…
Ortaya yeni açılımlar sunmadan, içinde bulundukları dogmatik fonksiyonları toplumun geneline adapte etmek isteyen siyasetçi-asker işbirliği, hangi köylünün, köylülükten çağdaşlığa geçmesine vesile oldu? Devleti yaratan unsur olan, birey için var olmak yerine, bireyi devlete köle kılan bir zihniyet, yine bilmem kaç yıldır hükmünü sürüyor ülkenin üzerinde… Doğanın kimyasını bozmak yetmiyormuş gibi toplumun kimyasıyla oynamak ve toplumu kanlı bir serüvenin ortasın atmak bir yere kadar kâr getirebilir, ama sonrası ölümün soğuk yüzünü tatmak olacaktır…
Vicdan denen soyut kavramı kendi bünyesinde somutlaştıramamış insanlar yığını olup çıkıverdik…
Şimdi mavi gök kirli,
Şimdi bulutlar küs,
Şimdi deniz tümden soğuk artık…

Şimdi dağlar yar olmaktan uzak,
Şimdi minik kız tutamıyor gözyaşlarını,
Şimdi düşler kurak bir mevsim,
Şimdi rengim soluk artık…

Dağlarında her gün çocuklarının öldüğü bir ülke, hangi perspektiften bakarsak bakalım ihanetin resmini andırır… Gülüşlerimizi minimize eden, yüreğimizi burkan, bizi dalgınlaştıran, hayattan soğutan bu ölümler fazla oldu artık… Mazlum analarının kederli ve şefkatli elleri arasında dolaşması gereken nice başlar, ellerinde silahlarla baş koparma telaşında ise bugün, bu manzaradan dolayı utanmalıdır ‘‘insan’’ olan…
Bizleri bu acılara gebe bırakan kirli çarkın farkına varmak bu kadar zor mu? Bu kirli resmi görmek neden bu kadar korkutucu?
Karanlıktan, kandan ve gözyaşından medet umanların fütursuz ve umarsız çırpınışlarını, tarih muhakkak kaleme alacaktır. Tek mesnet noktaları kaos olan, yarı asker, yarı bürokrat, yarı siyasetçi, yarı sivillere bir çift sözüm var:
‘‘Elbette ekmeğin kokusu,
Zeytinin tadı,
Suyun şırıltısı güzel…
Ama dağlarda çocuklar ölüyor…’’



Not: Cevdet Bağca’nın Oğul isimli şarkısından esinlenilerek yazılmıştır.

kaynak:atılım gazetesi
meso
meso
Alıştı bir kere :)
Alıştı bir kere :)

Mesaj Sayısı : 584
Yaş : 36
Kayıt tarihi : 06/10/07

http://ozgurgunes.forunotion.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz