ÖzGüR GüNeŞ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İnsanlık, tecavüz salgınına sessiz!

Aşağa gitmek

İnsanlık, tecavüz salgınına sessiz! Empty İnsanlık, tecavüz salgınına sessiz!

Mesaj  meso Cuma Ekim 12, 2007 7:42 pm

Kadına karşı cinsel şiddetin bir savaş suçu olarak en sistemli uygulaması Demokratik Kongo Cumhuriyet’inde yaşanıyor. Ülkede son beş yılda onbinlerce kadın özel milis güçleri ve askerler tarafından tecavüze uğradı. Kadın örgütleri ve uluslararası toplum ise bu insanlık suçuna karşısında sessizliğe gömülmüş durumda.

Tecavüz ve şiddet uygulamanın neredeyse olağan bir olay haline geldiği Kongo’da, saldırganlar tecavüz kurbanlarının cinsel organlarını keserek, akıl almaz işkence yöntemlerini uyguluyor.

Bakuva kentinde cinsel şiddet kurbanları için kurulmuş bir hastanenin müdürü Denis Mukengere, ‘’tecavüz bir savaş silahı olarak kullanıldığında, kadın aile bireyleri önünde ve kendisi de aşağılanan eşi önünde saldırıya uğruyor zira müdahale edemeden bu saldırıyı izlemeye zorlanıyor. Kadın tecavüze uğradıktan sonra, saldırganlar tüfek veya bir bıçakla kadınların cinsel organlarını kesiyorlar’’ sözleri ile kadının maruz kaldığı vahşeti anlatıyor.

Bu hastane Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Sud-Kivu eyaletinin başkentinde 1999’da kurulduğunda bu yana boşalmıyor. Ruanda sınırında, yabancı milisler ve orduların giriş kapısı, on yıldan beridir isyanın yuvası olan bu eyalet ‘’tecavüz salgınının’’ merkezi olarak değerlendiriliyor.

CİNSEL ORGANI KESİLEN KIZ ÇOCUKLARI

2000 yılından itibaren Denis Mukengere’ye 20 yıllık mesleki kariyeri boyunca hiç görmediği şikayetlerle hastalar gelmeye başladı, tıpkı 14 ila 16 yaşlarında cinsel organı, uterusu veya rektumu olmayan kızlar gibi.

Mukengere, ‘’cinsel ilişkiler tecavüzcüleri buna sevk eden temel gerekçeler değil. Kurbanlarını öldürmeye çalışmıyorlar ama fiziksel ve psikolojik olarak yok etmeye çalışıyorlar’’ diyor. Mukengere’ni müdürlüğünü yaptığı hastanede her yıl cinsel organlardaki ağır yaralardan dolayı 3 bin 500 kadın tedavi görüyor. Mukengere’nin şimdiye kadar en genç hastası 3 yaşında, en yaşlısı ise 75 yaşında oldu.

SUÇLULAR: SİLAHLI GRUPLAR, ASKERLER, POLİSLER

Ocak ve Temmuz 2007 arasında bölgede 4500 cinsel tecavüz vakası tespit edildi. Birleşmiş Milletler (BM) Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü Prof. Dr. Yakın Ertürk, ‘’en kötü krizi’’ anlatırken, tüm bu vakaların temel suçlularının ‘’devlet dışı yabancı silahlı gruplar’’ olduğunu söylüyor. Bunların bazıları ‘’Ruanda Soykırımı’’na karıştığını ifade eden Ertürk’e göre bunlar ‘’ormanda faaliyet yürütüyorlar, talan ediyorlar, tecavüz ediyorlar, kadınları ve kızları köleler gibi getiriyorlar ve zorla işe sürüyorlar.’’ Ertürk, bu vakaların yüzde 20’sinin üstleri tarafından korunan Kongolu polis ve askerler tarafından gerçekleştiğine dikkat çekiyor.

SUÇLULAR CEZASIZ KALIYOR

Geçen hafta BM’de yürütülen tartışmalarda 2005 yılında 14 bin 200 olarak açıklanan saldırılardan yüzde 1’inin altında tecavüz olayının yargıya getirildiğini ifade edildi. Adalet alanında harcanan çabalar ise geçiş hükümetinde temsil gören tüm savaşçıların çıkarların memnun etmek için tıkatıldı.

Bu bölgeden kilometrelerce ötede Doğu eyaletinin başkenti Kisangani’de yılın başından bu yana her ay 40’a yakın çocuk tecavüze uğradı. Ülkenin kuzeyindeki bu kentte alarm verici düzeyde. Uluslararası toplumu baskısı sonucu Kongo Ulusal Polisi, çocukların korunması için özel bir polis birliği devreye koydu.

SAVAŞLARDA TECAVÜZ

Savaşlarda tecavüz yakın geçmişe kadar bir tüfek ya da bir top mermisi gibi askeri amaçlarla kullanıldı. Kadın üzerine bire bir yarattığı etkinin dışında geri namus anlayışı ile şekillenen toplumlarda tecavüz "düşmanı demoralize etme", kimliği ve onuruyla oynamanın bir aracı oldu. Vietnam, Bosna, Çeçenistan ve İran-Irak gibi savaşlarda da onbinlerce kadın tecavüze maruz kaldı. Afrika'da günümüzde yaşanan çatışmaların da başlıca mağduru yine kadınlar. Bu bölgelerin her birinde tecavüzün yarattığı toplumsal sonuçlar, toplumsal şekilleniş ve din etkisine göre değişim gösterirken asıl göz ardı edilen kadın üzerinde bir birey olarak tecavüzün yarattığı etki ise büyük oranda benzerlikler içeriyor.

SAVAŞ SUÇU KAPSAMINA ALINDI

Tecavüz yakın bir geçmişe kadar bir savaş suçu olarak tanımlanmıyordu. II. Dünya Savaşı sonrasında kurulan Nürnberg Mahkemelerinin hiçbir kararına Nazi Almanyası tarafından işlenilen tecavüz suçları geçmezken sadece Japonya'daki savaş suçları mahkemesi Japon bazı mahkumlara ilişkin aldığı kararlarda "bazı yetkililerin tecavüz suçlarının önüne geçemediği" şeklindeki ifadeler kullandı. Savaş sonrası kurulan mahkemeler genellikle tecavüzü ikinci derecede bir suç olarak askerlerin "aşırı bir davranışı" şeklinde yorumluyorlardı.

Ancak Bosna savaşında yaşanan tecavüz olaylarının açıklığı karşısında uluslararası mahkemeler harekete geçmek zorunda kaldı. Savaş sırasında işlenen insanlığa karşı suçları soruşturan mahkemenin savcısı Richard Goldstone elde edilen kanıtların şok edici olduğunu belirterek, uluslararası toplumun bugüne kadar savaşlar sırasında işlenen tecavüz suçlarını görmezden geldiğini itiraf etti. Bu itiraf Bosna'da işlenen suçların mahkeme tarafından ele alınması ile sonuçlandı. Yine bu olaylar tecavüzün Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni kuran Roma Anlaşmasının da temellerini oluşturdu.
meso
meso
Alıştı bir kere :)
Alıştı bir kere :)

Mesaj Sayısı : 584
Yaş : 36
Kayıt tarihi : 06/10/07

http://ozgurgunes.forunotion.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz